OPEC+ Piyasayı Dengeleme Güce Sahip mi?

opec-piyasayi-dengeleme-guce-sahip-mi-04032012

OPEC+ Piyasayı Dengeleme Güce Sahip mi?

Petrol piyasalarında uzun süredir devam eden bol arz gündemi güncelliğini koruyor. Fakat fiyatların geldiği seviyeler nedeniyle OPEC ve OPEC+’ya ilişkin beklentilerin artması, piyasa hassasiyetiyle birleşerek bulanık bir ortam oluşmasına yol açıyor. Tüm bu süreçte petrol fiyatlarının tahmin edilenden çok daha önce beklenti aralığının alt sınırına ulaşması, hatta kırması, üretim maliyetinin söz konusu olduğu bir varlık açısından belirsizliği daha da artırıyor. İncelememizde bu belirsizliğin altında kolay kolay değişmeyecek faktörleri aktarmaya çalışacağız.

Petrol fiyatlarında istikrar yakalamaya çalışan bir örgüt olarak OPEC, genellikle raporlarında iyimser tahminlere ağırlık vermesi nedeniyle eleştirilir. Hatta yılın başlarında verdiği iyimser tahminler, yılsonuna doğru rakamlar tahminden nihai sonuca ulaştığı için bolca revize edilir. Yazının kalanında bahsedeceğimiz tüm veriler, OPEC raporlarına dayalı olacağı için bu bilgilendirme gereklidir.

Talep sorunu

OPEC Şubat ayı raporunda 2019 yılı petrol talebi büyümesinin bir önceki yıla göre 0,92% olduğunu belirtiyor. Faz1 öncesi en karamsar zamanların da dahil olduğu dönemde 0,92%’lik bir talep artışı söz konusu.

OPEC’in 2020 yılı talep artış beklentisi ise 2019 yılına göre 0,99% düzeyinde. Bu bölümde iki kısma vurgu yapıyoruz. Birincisi ticaret savaşının en sıcak döneminde bile Fed, sürpriz bir toplantı ile faiz indirim kararı almamıştı. 3 Mart tarihinde Fed, 2008 kriz döneminden bu yana ilk kez program dışı şekilde, hem de 50 baz puanlık faiz indirimine gitti. Bu karara arz kısmında tekrar değineceğiz.

İkinci sorun ise virüs etkisi. Çin’de aktivite göstergeleri gerek üretim, gerek hizmet tarafında oldukça düşük büyüme rakamlarını işaret ediyor. Çoğu zaman piyasa hassasiyetine yorabileceğimiz bu gelişme bu kez oldukça somut şekilde karşımıza çıkıyor. Birçok üretim ve teknoloji şirketi ya hizmetlerini askıya aldı, ya da virüs nedeniyle çalışma koşullarını değiştirerek verimlilikten feragat etti. Her halükarda büyüme hızını negatif etkileyebilecek bir gelişme yaşandı. Sonuç olarak OPEC raporunda yer alan talep büyüme hızını gerçekçi bulmak zor.

Arz sorunu

Petrol piyasasını istikrara sokmak istiyor ve bunun yıllara yayılmasını istemiyorsanız, talep gibi esnekliği düşük bir koşula değil, arz gibi kolayca değiştirilebilen bir koşula müdahale etmeniz gerekir. Fakat sorun şu ki, dünyanın en büyük petrol üreticisi olan ABD’nin, OPEC+ tarafındaki üretim kesintisi rakamlarını kolayca telafi etme gibi bir lüksü bulunuyor. Bu da OPEC’in yıllardır uyguladığı kota kararlarından en çok karı ABD’nin yaptığını gösteriyor.

ABD ham petrol üretimi 2020 yılına rekorla başladı. Yatay kazı yöntemiyle birlikte artan verimlilik, azalan kuyu sayısına rağmen rekor düzeyde üretimi destekleyen ana faktör. Çok dikkat edilmesi gereken diğer husus da, kaya petrolü üretiminin yavaşlayabileceğine ilişkin rapor&analizlerin düşük petrol fiyatı dayanak gösterilerek hazırlanması. Dolayısıyla OPEC veya virüse ilişkin iyimser haberlerle petrol fiyatında oluşabilecek yükselişler, agresif ABD üreticilerini tekrar harekete geçirerek petrolde yeni normal denebilecek fiyat seviyelerini daha aşağı çekebilir.

Fed’in faiz indirimi ve indirimlerin devamının beklenmesi de ABD üreticisinin borçlanma maliyetlerini düşürerek, petrol fiyatında olası yükselişler de dahil olmak üzere her türlü senaryoda daha sağlam finansallarla dünya pazarına katılım sağlamasını kolaylaştırabilir.

Arz kısmında ek olarak dikkat çekebileceğimiz iki ülke Norveç ve Brezilya. Potansiyeli gittikçe artan bu iki ülkenin üretim rakamları da önümüzdeki süreçte hassas dengeleri değiştirebileceği için takip edilebilir.

Olası OPEC+ kararı

OPEC üretimi Ocak döneminde 28,9 milyon varil/gün oldu. Riski yükselen taraf ise aynı dönemde küresel üretim günlük 98 milyon varilden 100 milyon varilin üzerine çıktı. Yani OPEC tarafında oluşan üretim açığı, aynı dönemde hızla Örgüt dışındaki ülkeler tarafından telafi edildi.

OPEC+’nın 5 – 6 Mart tarihindeki toplantısında 600 bin ile 1 milyon varil/gün arasında ek üretim kısıntısı kararı alması ana senaryo olarak görülüyor. Son günlerde gerçekleşen toparlanma da buna yoruluyor. Fakat yukarıda verilen rakamlarda da görüleceği üzere, OPEC+’nın bu tür kararlarında oluşabilecek üretim açığı, diğer ülkeler tarafından kolayca karşılanabiliyor. Bu nedenle OPEC+’nın olası aksiyon kararının uzun ömürlü etkiye sahip olacağını düşünmüyoruz.

Olası yükseliş senaryosu

Petrolde tüm arz – talep dinamikleri negatif seyri işaret etse de, söz konusu varlığın üretim maliyetleri nedeniyle teori olarak da olsa bir tabanı bulunuyor. Teknik anlamda bakarsak Batı Teksas Petrolü için 42 Dolar altındaki seyir sürdürülebilir görünmüyor. Fakat 56 Dolar bölgesi üzerinde de, daha önce 65 Dolar olarak belirlediğimiz üretim faktörlerinin devreye girme ve bol arzı körükleme potansiyeli oluşabilir.

Brent petrol tarafında ise 50 Dolar altında uzun süreli deneyim toparlanma süreci dışında sadece 2014 ortasında başlayan serbest düşüşte görülmüştü. Bu nedenle bu bölgeden olası yükselişler 63 Dolar bölgesine kadar iyimser senaryolu tablolarda doğal karşılanabilir. Fakat bu petrol türünde de 70 Dolarda devreye girebilecek üretim faktörlerinin, bu kez 63 Dolarda devreye girebileceğini düşünüyoruz.

Kaynak: GCM Yatırım
Hibya Haber Ajansı